Saturday, 12 October 2024
Abonelik

Çocuğu karanlık odayla cezalandırmayın

Klostrofobi, kişinin kapalı alanlarda yaşadığı ciddi iç sıkıntısı ve fizyolojik belirtilerin de eşlik etmesiyle ortaya çıkan psikolojik bir rahatsızlık. Kapalı alan fobisi, asansöre veya trene binme, sinemaya gitme gibi durumlarda ciddi sorun yaşattığı için kişinin sosyal ve iş yaşantısını olumsuz etkiliyor.Günlük hayatın bir gereği olarak kapalı alanlarda zaman geçirmesi gereken ve bu konuda mantığın açıklayamadığı nedenlerden dolayı sıkıntı yaşayan kişiler, psikolojik açıdan hüzün, duvarların üstüne gelmesi gibi duygu durumlarıyla baş etmek zorunda kalıyor. Bu kişiler ayrıca; titreme, nefes almada güçlük, kalp çarpıntısı gibi fizyolojik sorunlarla da karşı karşıya kalıyor.

Klostrofobinin genellikle kaygıyı kontrol etmede zorlanan kişilerde görüldüğünü belirten Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, sorunun kadınlarda erkeklere oranla daha sık görüldüğüne dikkat çekti.

NEDEN, ÇOCUKLUK DÖNEMİNE AİT BİR TRAVMA OLABİLİR

Klostrofobinin nedeni kesin olarak bilinmiyor ancak çocuklukta veya ergenlik çağında yaşanmış korkutucu bir olayın, 30’lu yaşlarda klostrofobi olarak ortaya çıkabileceğini bildiren Psikolog Knudsen, “Örneğin, çocukken cezalandırılma veya farklı nedenlerle kapalı bir odada uzun zaman geçirmek ve bundan dolayı duyulan derin kaygı, ileriki yaşlarda klostrofobi olarak karşımıza çıkabilmektedir” dedi.Knudsen tedaviyle ilgili görüşlerini ise, “Bilişsel davranışçı terapiyle büyük ölçüde başarı sağlanmaktadır. Bazen hastanın durumuna bağlı olarak antidepresan ilaç desteği de alınabilir” şeklinde özetledi.